Türk Savunması’nın Tertiplenmesi – Bölüm 3
Çanakkale Cephesi’nde, Yarbay rütbesiyle 4’üncü Piyade Tümeni Komutanı olarak görev yapmış olan, Emekli Tümgeneral Cemil CONK’un kaleminden çıkmış “Conkbayırı Savaşları” adlı kitabın henüz başlangıç bölümünde, bir Alman gazetesinde yayınlanmış söz konusu makale ile ilgili olarak, oldukça dikkat çeken bir bölüm yer almaktadır. Bu dikkat çekici bölüm şöyledir:
“Ertesi gün (20 Temmuz 1912) Harbiye Nazırı Vekili Hurşit Paşa’ya gittim. İki-üç hafta evvel meşhur bir Alman gazetesinde gördüğüm ve tercüme etmiş olduğum, Çanakkale Boğazı’nın müdafaasına dair olan yazıyı kendisine verdim.
>28 Haziran 1912 tarihli Kölnische Zeitung gazetesine, İstanbul’dan 23 Haziran’da yazılmış olan ve “Çanakkale: Muhtemel Bir Harp Sahnesi” başlığını taşıyan o makalenin tercümesini buraya aynen yazıyorum.
«Çanakkale’yi yalnız denizden sıkıştırmakta muvaffakiyet ümidi pek az olmakla beraber, tehlikesi de büyüktür. Bu sebeple taarruzun, Gelibolu Yarımadasının batısına çıkarılacak kuvvetler ile icrasına karar vermek tabii bir keyfiyet olur.
Türk müdafaa hattının en mühim kısmı Kilitbahir mevkiidir. Burada boğaz en dardır ve kısmen tepelerde, kısmen sahilde bulunan istihkâmların, karşısındaki Anadolu tarafında bulunan diğer istihkâmlar ile birlikte savaşları, her düşman gemisine pusulayı şaşırtabilir. Bu nedenle Kilitbahir istihkâmları, Ege Denizi sahillerine çıkacak düşmana karşı bilhassa kuvvetle korunmalıdır. Yoksa Çanakkale’yi açık saymak İcap öder.
Karşılığında, Harbiye Nazırı Vekili Hurşit Paşa’dan aldığım cevap şu oldu:
«Ben böyle şeylere karışmam.»
Belki de bu ve benzeri zihniyete sahip üst düzey komuta heyeti nedeniyledir ki 5’inci Ordunun Alman Komutanının şahsi öngörüleriyle aldığı savunma tedbirleri, gerek Başkomutanlık Vekâleti gerekse Harbiye Nezareti tarafından pek fazla irdelenmeyecektir.
Enver Paşa’nın da uygun görmesi üzerine, 25 Nisan 1915 gününün sabahında Gelibolu Yarımadası sahillerine yönelen çıkarmalar sırasında Türk kuvvetleri, sayısal ve ateş gücü olarak çok üstün durumdaki düşmanı, bu bölümde yer alan haritalarda gösterilen tertiplenmeler dâhilinde karşılamak durumunda kalmışlardır.
5’inci Ordu Komutanlığı tarafından öngörülen savunma tertibatı ile 25 Nisan 1915 sabahı Arıburnu ve Seddülbahir sahillerinde yaşanan olaylar incelendiğinde, bu konuda Türk komutanların haklı olduğu söylenebilir.
Düşmanın olası çıkarma teşebbüsü karşısında alınacak tedbirler konusunda Liman Von Sanders’e sözle iletilen düşüncelere, hatta 9’uncu Tümen Komutanı Albay Halil Sami Bey’in verdiği yazılı rapora dahi itibar edilmemesine karşılık, olayların Tümen ve Alay seviyesindeki birliklerin Türk Komutanlarınca öngörülen tarzda gerçekleşmesi, çeşitli yorumlara yol açmıştır.
Bu durum karşısında 3’üncü Kolordu Komutanı Esat Paşa’nın da genelde sessiz ve kayıtsız kalması, ilerleyen zamanlarda bazı astları ile soğukluk yaşamasına neden olacaktır.
Yorum Yapın